ARAMA
Makaleler
08.06.2021

Blockchaın teknolojisi ve toplumsal cinsiyet eşitliği ekseninde kadın temsili

Güven ve şeffaflığı beraberinde getiren blok zincir teknolojisi herkesi eşit şekilde işin içine alan son derece yenilikçi ve liberal bir...

Çağla Gül Şenkardeş

Istanbul Blockchain Women'ın izniyle kullanılmıştır.

Makale

08.06.2021
6 DAKİKA OKUMA SÜRESİ

Çağla Gül Şenkardeş

Dr. Çağla GÜL ŞENKARDEŞ - Kadıköy Anadolu Lisesi'nin ardından Yıldız Teknik Üniversitesi'nde Makine Mühendisliği Lisans ve Yüksek Lisans eğitimini tamamladı. İstanbul Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi ve Stockholm School of...
Devamını Oku...

Etiketler

PAYLAŞ

Güven ve şeffaflığı beraberinde getiren blok zincir teknolojisi herkesi eşit şekilde işin içine alan son derece yenilikçi ve liberal bir sistem. Bu teknoloji finans endüstrisi, tedarik zinciri, sanat, gıda ve diğer birçok sektörde örnek uygulamalar ile teknolojik altyapıda kendine önemli bir yer edindi. Ancak blockchain alanına sürdürülebilir kalkınma odağından baktığımızda kadın temsili en önemli sorunların başında geliyor.

1990’ların sonunda tartışılmaya başlanan “sürdürülebilirlik”, dünyadaki kaynakların gelecek nesillerin ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak kullanılması odaklı düşünce sistemidir. Sürdürülebilirliğin üç temel ilgilendiği alan Çevresel Sürdürülebilirlik, Ekonomik Sürdürülebilirlik, ve Toplumsal Sürdürülebilirlik olarak sıralanır. Bu yazıda, üyesi olduğum iş dünyasının sürdürülebilir gelişimi odağında, sürdürülebilirlikten ‘Ekonomik ve Toplumsal Sürdürülebilirlik’ kapsamında bahsetmek istiyorum. Yazının son kısmında rakamlarla da besleyeceğim tartışmanın odağında ise “teknoloji ve toplumsal cinsiyet eşitliği” olgusu var.

Sürdürülebilir ekonomi ve toplumsal cinsiyet eşitliği

Sürdürülebilir bir ekonomi dediğimizde temelde, ürün ve hizmetlerin üretim, dağıtım ve tüketiminden, kaynakların kullanımı, yapılan yatırımlar, teknolojik geliştirmeler ve dönüşümlerin, insanlığın ihtiyaçlarını karşılayacak ve gelecek nesillere yetecek şekilde harmonize edilmesinden bahsediyoruz. Sürdürülebilir bir toplumdan bahsederken ise, insanların yetkinlikleri, ilişkiler, toplumsal değerler gibi maddi olmayan varlıkların ve kaynakların doğru yönetilmesini odağımıza alıyoruz.

Hem ekonomi hem de toplumu göz önünde bulundurduğumuzda, temelde kritik olan sürdürülebilir insani gelişmedir. İnsani gelişme sadece ekonomik refahı kapsamaz, aynı zamanda insanların eşit, sürdürülebilir ve istikrarlı bir dünyada esenliğinin artmasını hedefleyen çok yönlü yaklaşımlar gerektirir. İnsani gelişmenin temelinde insan olgusunun bir bütün olarak ele alınması, yani farklılıklarına göre gruplara ayırmadan tüm bireylerin eşit haklara sahip olması yatar.

Sürdürülebilir kalkınma açısından küresel ortak vizyon temelinde yer alan toplumsal cinsiyet ekseni, kalkınma odaklı hedeflere ulaşılmasında toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadınların güçlenmesine işaret eder. Toplumsal cinsiyet eşitliği sürdürülebilir ekonomik büyüme ve yoksulluğun azaltılmasında kritik bir rol oynar. Toplumsal cinsiyet temelde biyolojinin kodladığı maddi bedenlere manevi anlamlar yükleyerek onları kültürel olarak ayıran, üretilmiş rol ve sorumlulukları kapsayan bir fenomendir. Bu kavram, kadınların ve erkeklerin sorumlulukları ve gerçekleştirmeleri beklenen faaliyetler ile ilgili yetkinlikleri, kabiliyetleri, kapasiteleri, ilgileri, tutkuları ve istekleri ile sosyal, ekonomik, profesyonel, kişisel ve politik olarak sahip olacakları fırsatları kapsar.

Kadınların işgücüne katılımı ekonomiye nasıl yansıyor?

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanamamasının ekonomiye yansıyan sonuçlarını rakamlarla ifade etmek için kadınların işgücüne katılımı ve işgücünde yer aldıkları yetkinliklere bağlı konum ile ilgili verilere bakılabilir. Dünyada erkeklerin işgücüne katılım oranı yaklaşık %80 iken, kadınlarınki %50. Resmi istatistik kurumu TÜİK tarafından açıklanan, Kasım 2018 verilerinin yer aldığı işgücü istatistiklerine göre, 15–64 yaş grubundaki erkeklerin %78,5’i işgücüne katılım gösterirken, bu oran kadınlarda sadece %38,3. TÜİK’in referans verdiği bir diğer gösterge de genç nüfus içerisinde eğitimde ve istihdamda olmayanların oranı. Herhangi bir eğitim kurumunda veya işte olmayan 15–24 yaş arası kadınların oranı, erkeklerinkinin oransal olarak yaklaşık iki katı. Dünya Ekonomik Forumu Küresel Cinsiyet Uçurumu (WEF, The Global Gender Gap Report 2021) raporuna göre Türkiye kadınların iş gücüne katılımında 156 ülke arasında maalesef 133. sırada. Yine aynı rapora göre bilgi teknolojileri alt sektörü kadın istihdamı konusunda uçurumun en büyük olduğu sektörler arasında. Örneğin, %5 iken %35’lik alanlara dağılmış olan teknoloji ve veri yönetimi odaklı yazılım ve bilişim teknolojileri sektörü kadın çalışan oranı ile dünyada kapsayıcılığın en düşük olduğu sektörlerden biri.

Teknolojide kadınlar nerede?

Bugün içinde yaşamakta olduğumuz 4. sanayi devrimi teknolojinin üretim ve tüketimde en ciddi rolü oynadığı dönem. Ve bu dönemde teknoloji gündelik hayat ve iş dünyasında yerini hızla artırmış iken, teknolojide üretici rolde kadınların oransal olarak çok az sayıda olması sürdürülebilir kalkınma açısından sandalyenin bir bacağının eksik kalmasına neden oluyor. Teknoloji dikeyinde günümüzde en çok konuşulan, kısa ve orta vadede hem finans hem de üretim odaklı iş dünyasında önemli dönüşümler yaratması beklenen ve 4. sanayi devriminin nispeten en yenisi olan blockchain teknolojisi sürdürülebilir kalkınma ekseninde önemli bir gelişme.

Güven ve şeffaflığı beraberinde getiren blok zincir teknolojisi herkesi eşit şekilde işin içine alan son derece yenilikçi ve liberal bir sistem. Bu özellikleriyle de heyecan verici. Blockchain, şifrelenmiş işlem takibi sağlayan, yüksek güvenlik parametrelerine sahip, şeffaf ve küresel bir sistem. Birbirlerine bağlanan bloklar olarak çalışan blockchain ağ sistemi içerisinde büyük bir veri tabanına sahip olan tam anlamı ile bir veri yönetim aracı. En popüler tanımlaması ile merkezi olmayan, şeffaf ve bilgi güvenliğinin yüksek olduğu bir blok zincir. Üçüncü bir kişi ya da kuruma bireyler arasında veri ve hatta para gibi değer gönderilebilen bir teknoloji. Her gün yeni uygulamaların sunulduğu blok zincir bu tip özelliklere ihtiyaç duyulan teknolojilerin altyapısı olarak kullanılmaya başlandı. Blockchain teknolojisinin en çok ilgi çeken ve hızla büyüyen uygulama alanlarının başında ödeme sistemleri geliyor. Ödeme sistemlerine getirdiği yeni bakış açısı ve sağladığı kapsayıcılıkla, kripto paralar ile beraber, büyük bir ekonomik dönüşüm ve kalkınmaya işaret ediyor. Ancak, bugün sadece finans endüstrisi değil, tedarik zinciri, sanat, gıda ve diğer birçok sektörde örnek uygulamalar ve hayata geçen başarılı projeler ile teknolojik altyapıda kendine önemli bir yer edinen bu teknolojiye sürdürülebilir kalkınma odağından baktığımızda kadın temsili en önemli sorunların başında geliyor.

Türkiye’de Fortune 100 Türkiye firmalarında ve blockchain start-up’larında yürütülen projelerdeki her 4 kişiden 1’i kadın. Üzücü bir şekilde üst yönetici pozisyonlarında kadın sayısı %2’lere düşse de, sevindirici haber blockchain projelerinde çalışan kadınların yüzde 92’sinin bu alanda kariyer yapmaktan memnun olması. Çok farklı eğitim ve tecrübe altyapılarından gelen kişilerin dahil olma fırsatı bulabileceği blockchain teknolojisinde maalesef çok az kadın temsili bulunuyor.

İstanbul Blockchain Women

Yukarıda bahsettiğim verilerin yer aldığı araştırmanın yapıldığı 2020 yılında blockchain teknolojisi alanında üretim yapan şirketlerde Türkiye’de CEO seviyesinde görev yapan tek kadın yönetici bendim. Yukarıda bahsi geçen araştırmanın yapılması için inisiyatif alan kurum, blockchain sektöründe çalışan kadın oranının artırılması amacıyla üç sene önce harekete geçen bir oluşum. Istanbul Blockchain Women adı altında başlatılan bu platform, büyüyen etki alanı ve artan katılımcıları ile 2020 yılında dernek statüsünü aldı. Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin 5. maddesi olan “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği”nin öne sürdüğü üzere kadınların ve kız çocuklarının güçlendirilmesinin ekonomik büyümeyi ve her alanda gelişmeyi çarpan etkisiyle hızlandırıyor olması çalışmaların odak noktasını oluşturuyor. Istanbul Blockchain Women, kadınların blockchain ekosistemindeki varlığını artırmak ve farkındalık yaratmak amacıyla projeler yürütüyor. Topluluğun misyonu kadınlara teknoloji ve blockchain özelinde pozitif ayrımcılık sağlayacak sosyal sorumluluk projeleri üretmek ve bu projeler sayesinde bilişim sektöründe kadın istihdamını artırarak, kadınların üretim ekonomisinde daha çok yer almasını sağlamak. Bu yolda bilgi seviyesinin yukarıya çekilmesi ve blockchain teknolojisi ile ilgili farkındalığın sağlanması için seminerler ve eğitim faaliyetlerine yoğunlaşmak öncelikler arasında.

Bu yazının görseli Istanbul Blockchain Women'ın izniyle kullanılmıştır.

Diğer Yazılar

Soru ve mesajlarınızı e-posta yoluyla bize iletebilirsiniz.

E-Posta Adresi:
info@sessizolmaz.org
Bizi Takip Edin

©2025 Tüm hakları saklıdır.